Reaktif depresyon, kişinin yaşadığı olaylara bağlı olarak ortaya çıkan bir depresyon türüdür. Bu depresyon türü genellikle toplumsal koşullara bağlı ortamlarda belirtilerin ortaya çıkması arasında yakın bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Bu tarz depresyonda suçluluk duyma ve günahkâr olma düşüncesi, giriştiği işlerde başarısızlık, hayal kırıklığına uğrama, suçlanma, sevdiği birinden ayrılma, yakınlarının ölümü, emekli olma, istenmeyen gebelik gibi nedenlerle beliren, nörotik kökenli yaşamsal olaylar ile bir ilişkisinin olduğu görülür.

Reaktif depresyonun bir belirtisi olan uyku bozukluğu çok sık rastlanan geç ve güç uykuya dalma şeklinde olup, sabahları da erken uyanma olmaz. Kişide iştahsızlık ile kilo kaybı ya hiç olmaz veya oldukça azdır. Reaktif depresyon olgusunda kaygı ve endişe duyma halleri ile diğer belirtilerde gün boyunca artış olur. Bu durum geceleri ise doruk noktaya ulaşır. Uzamış olan yas depresyonu da reaktif depresyonun diğer özel bir türü olarak kabul edilir.

Reaktif depresyon tedavisinde, uzman doktorun önereceği tıbbi ilaçlar ile diğer bazı terapi yöntemleri uygulanarak reaktif depresyon tedavisi yapılır. Antidepresan ilaç türleri, farklı psikoterapi usulleri, grup tedavileri, elektro konvulsif tedavi (Elektro) ve fototerapi (bir tür ışık tedavisi) tedavi gören hastaların bazılarında tam bir iyileşme sağlanabilirken, yüzde 50 civarı hastalarda ise sonradan daha farklı bir depresyon nöbetleri meydana gelebilmektedir. Yüzde 5 civarı kadar hastada ise depresyonun iyileşmesi olmayabilir. Depresyon hastalığında erken yapılan agresif tedavi, hastalığın sürecinde önemli bir ölçüde iyileştirme sağlarken, bu yapılmadığı takdirde reaktif depresyon hastalığı daha da kötüleşebilir.

Reaktif depresyonun önlenmesi ve tedavi sürecinin başarıya ulaşması için bazı önemli noktalar göz önünde bulundurulmalıdır:

Reaktif depresyonun anlaşılması ve tedavi edilmesi, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Bu nedenle belirtileri erken tanımak ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak hayati önem taşır.